22 Ağustos 2019 Perşembe

Bir rüya için kedi

Bi rüya gördüm Rıfkı. Bi tek sana anlatacağım cinsten bi rüya. Bok gibi geçen günün sonunda en çok hatırlamak istediklerimi yaşatan bi rüya. Başkalarına anlatsam inanmazlar Rıfkı , zaten bana ne zaman yürekten inandılar ki?

Bir bisiklet var. Çocukluğumun geçtiği gecekondu mahallesinde. Bisikletin arkasında dört beş yaşında bir çocuk. Bisikletin arkasından koşturuyorum. Çünkü o bisikletin arkasında giden kendi çocukluğum Rıfkı. 

Yakalıyorum bisikleti. Kendi çocukluğuma ilk defa bu kadar yakından bakıyorum. “Ne kadar güzelsin” diyorum, içim sımsıcak. Yamaklarından öpüp “benim de adım Hande” diyorum. “Ben seni tanıyorum hem , anneni çok seviyorsun ; ama babandan nefret ediyorsun. . En sevdiğin yemek sosisli yumurta. Bir de Biskrem. “ diyorum. Gülüyor kendi çocukluğum bana. Kucaklıyorum onu. “Hadi gel , kedilere bakmaya gidelim” 

Kedilerin olduğu yeri unutmuştum. Bana çocukluğum hatırlattı. Yolda babaannem ve dedemi görüyorum. “Dede yaaaa” diyorum. Sımsıkı sarılıyorum . Kaç kere öptüğümü hatırlamıyorum. . Bak biz geldik, dede diyorum. Bu gerçek değil ama iyi ki geldin dede diyorum. Kedilere giderken uyanıyorum. 

Dedem iki sene önce öldü Rıfkı . Çocukluğumun da , o çok güzel Pamuk gibi çocuğun da o sokakta bir yerlerde öldüğünü sanıyordum. Ölmemiş Rıfkı: 

Kedilere bakmaya gidelim...

2 Ağustos 2019 Cuma

Rıfkı’yı özlemek

Seni çok özledim Rıfkı.

Uzun zamandır kimseyi özlemediğim kadar özledim. Uykusuz gecelerde bugüne dek hep anlattım, hep dinledin. Yargılamadın beni, eleştirmedin. Ne bileyim “iyi bok yedin!” bile demedin.

Artık senle olan sohbetlerimi kimsenin okuduğunu sanmıyorum. Eskiden, ki çok eski değil, altı yedi yıl öncesine kadar burada güzel insanlar vardı. Güzel atlara binip gitmeseler de  başka sosyal mecralarda kendilerini var etmişlerdir. Umrumda değil açıkçası. Bu yıllar içinde bir yığın insanı zaten attım hayatımdan. Spiritüel kitaplarda bu işe , frekansınız artık örtüşmüyordur filan diyorlar. Alakası yok halbuki. Ben acıdan kaçmak için insanlardan kaçar oldum. İnsanlardan bu kadar uzaklaşmamın tek sebebi bana daha az zarar vermelerini sağlamak. E herkes öldürüyor sevdiğini , diyor Oscar Wilde eyvallah. Ben İnsanların sevgilerimi sorguladığım bi dönemdeyim Rıfkı , ölümü bi kenara bırakalım.

Sana yaşadığım şahsi trajedileri uzun uzun anlatmak , gördüğüm adiliklerden, bana yaşattıkları şerefsizliklerden dert yanmak , neden böyle oldu sorusunu sormak isterdim uzun uzun. “Bana ha , bana ulan benim gibi kadına yapılır mı?” diye serzenişte bulunup alayına isyan etmek isterdim. Çok uzun zaman da yaptım bunu. Şimdi geldiğim noktada “hee evet yapılır, diyorum.” Sen ne boksun ki kızım, senin bi özelliğin yok , sana denk gelmiş sadece, diyorum. Kendimi bi dev aynasında görmeyecek kadar büyüdüm. Üstelik bunları yaşarken kapıları değil; aynaları da kırdım.

Velhasıl dünya kötü Rıfkı. Artık kelimelerle uzun uzun anlatamayacağım şeyleri bana yaşatacak kadar kötü. Ben iyilikten ölmüyorum belki ama yine de güzel hislere , samimiyete, sevgiye , dürüstlüğe inanıyorum. İyilikten ölmesem de “o sevilen ölürken” içimden bir şeylerin öldüğünü hissediyorum her defasında. Bu bile bir şeydir,  değil mi Rıfkı?

Özlemeye de inanıyorum hala bak, eski dostlarımı unutmuyorum. Uykusuz gecelerimi , hayallerimi , sözcüklerden ördüğüm o koskoca Evrenimi özlüyorum.

Seni çok özledim Rıfkı , anlatabildim di mi?