16 Temmuz 2013 Salı

Nasıl Evde Kaldım-2


Ananı, atanı, sülaleni, ecdadını asla dinleme!

Dinlemedim tabi. Dinler miyim hiç! Her b.ku ben biliyorum ya…Dünya benim eksenimde dönüyor ve hayata dair çok engin tecrübelerim var ya…Zerre dinlemedim.

Yüzüğü taktıktan sonra, insanların karşısına lappadanak “been evleniyoruuum!” diye çıktım.  Annemin tepkisi feciydi. “Noluyor Hande?!” Fakat o kadar emin, o kadar kesindim ki…Hiç iplemedim. Öğrencilerim, iş arkadaşlarım, sosyal arkadaşlarım,panpalar  “Tam Handelik hareket bunlar…”diye gaza getirmişti. “Hande hocam, seni kaçıracam” diye tahtaya yazıp  zengin kafiye yapan, nolur benle evlenin ya diyen komikçil öğrencilerimle de mutlu mesut evlilik yolculuğunda adım adım ilerliyordum.

Sonra bizimkileri ikna eder gibi oldum. Anneme dedim ki “Anne ben sana hangi gün evleneceğim dedim?” “Hiç bugüne kadar böyle bi’ talebim oldu mu ayol?!” dedim. Kazık kadar, mantıklı, yaşını başını almış, tohuma kaçacak kız imajını kendime çektim. Janti duruyordu. Çok işe yaradı o dönem. Kazık kadar filan değildim aslında, daha 26 idim, önümde eşek kadar beni bekleyen şey vardı. Mantıklı mı? Bilinçaltı benim mantık dediğim. Evlen evlen diye beynimize işlenen, evde kalma korkusuyla;  güzel, oturmayı kalkmayı bilen! , asla ve kata seks istemeyen android gibi yaratıklar olmamız  istenen yurdumda ; çok okumuş, çok eğitimli , çok süper kadınlarız biz!

Tutturdum, huysuzluk yaptım, istiyorum dedim, bari bir nişan dedim. Cümle sülaleyi eve topladım.  Çay servisi yaparken çok mantıklı cümleler kuruyordum. Annem hala erken olacağını söylüyor, bense tepiniyordum. Olayı takip eden günlerde  teyzemi arayıp  hüngür hüngür ağlayarak “Teyzee böhüü annem çok üzüyoğğğ beni …” demişliğim doğrudur.  Teyzemin iki gün önce,  “ağlıyordun Hande evlencem diye!” kafama kaktığı da doğrudur. Kafama sıçam, dediğimde…Hep doğrudur.

Bunları yaşıyorken çok süper, harika bir ilişki mi yaşıyordum? Hayır dostlarım hayır. Güzel tarafları vardı; ama her ilişkide olduğu kadar…Onun kıskançlık krizi yüzünden, otobanda 140’la basıp gittiği, o esnada şahadet getirdiğim ,o kriz sonrası, ağlama krizine girip, yüzüğü eline verdiğim; yine bir otoban yolculuğunda “incem!” diye pönkürdüğüm, arabayı sağa çekip bir saat boyunca onun kafamı ütülemesi benim hiç konuşmamışlığım, hep olan şeylerdi. Nişan günü öncesi, kapıyı çarpıp gittiği, dolayısıyla “gelmeyin yarın!” diye bir cümle kurmuşluğum da hep olan şeylerdi. Ama insan debeleniyor.

Nenem en güzel cümleleri kurmuştu durumla ilgili, “Bak kızım, iyi hoş ama evlilik kale gibi. İçine giren çıkmak ister. Dışarıdaki içeri girmek. Hem sen bu çocuğun ailesini mailesini araştırdın mı? Sen evlenmeyecen, ailesi ile de evlenecen!”

Neneme “ilahi nene, banane ailesinden” filan demiştim. Görünürde de on numara insanlardı. Nişan günü bizimkiler tam teçhizatlı bir ordu gibi hazırdılar. İş çıkışlarında  nişan tepsisi süslemek için alet edevatla gelen mühendis  bir teyzem vardı. Annem Ahmet San’ı organizatörlükle sollamış, tek bir eksik bırakmamıştı. Bütün gece boyunca çeşitli talimatlar eşliğinde o geceyi atlatmam sağlamışlardı. Fakat evvelinde anneme, “Sen sadece o gece orda bulun , daha da bir şey yok!” diyen hain evlat ökkeştim.

Karşı taraf mı? Onlar bizimkilerin onda biri kadar iplememişlerdi. Nişan sonrası “Paketledik, gönderdik, sıkıntı yok” diyen ailemin çilekeş kadınları, beni güldürmüşlerdi. Tabi kurulmuştum da, “Niye bu kadar özensizler lan!” diye.


Velhasıl dostlarım, bu yazının ana fikri; ana diyorum bakın, anada kilitleniyor, ananıza , atanıza karşı gelmeyin. Bir gün düğünde dayımın içip içip “Bu kızı üzmeyeceksin!” diye damadın ensesine yapışma ihtimalini, teyzelerimin, yengemin , halamın, kına gecesi için beşbin tane hazırlık yapma potansiyelini, son derece modern olsalar da eve çeyiz serme aşkı ile yanıp tutuşan bu kadınları, iki cümle ile ortalığı s.kip atan dedemi, ninemi çok çok seviyorum. Dinleyin onları! Nice Handeler üzülmesin, ağlamasın!

1 yorum:

  1. Çoğu zaman "Benim hayatım, benim kararım yea!" diyerek annemi dinlemediğim konularda pişman olmuşluğum vardır. Velhasıl yazını okurken empatinin dibine vurmuş da olabilirim efenim, doğrudur. Eline diline komikli tarzına sağlık :)

    YanıtlaSil