Çağlar'a
Küçük Prensi hayatımın kutsal
kitabı yapan annemin ilk karne günümde bana onu hediye etmesi değildir. Bana
onu hediye ederken “Benim ilkokul öğretmenim bu kitabı dersin ortasında açıp okumaya başlamıştı, çok
etkilenmiştim” demesi , sonra ben kazık kadar bir öğretmen olduğumda bana bu
anılarını hatırlatması filan da değildir. Hepsidir, ve hiçbirisidir. Annemin
bana o kitabı aldığı vakitlerden itibaren büyüttüğüm cümlelerdir. Cümleler
büyütebilmemdir. Küçük şeylerden, çok
küçük şeylerden yaptığım , büyük ve çocuksu çıkarımlarımdır. Sonra hep küçük
şeylerdir. Çocuklardır. O çocuklardan biridir mesela:
Zeyno,
kuzenim dört yaşında filandır. En delikanlı zamanlarıdır yani. Onunla bir gece
balkonda dünyayı yeniden keşfetmece oynadığımızdır. Çocukların bunun için
dünyanın en müsait yaratıkları olduğuna tekrar tekrar tanıklık etmemdir. Yaz
gecesinde balkondan görünen o ihtişamlı dolunaya bakmamızdır.. Dünyanın
gerçekten güzel olduğu anlardan biridir.
-Zeynocuum bak ay dolunay şimdi. Hem ayın da bir yüzü var,
bizim yüzümüz gibi.
-Evet, ama ay ağlıyoo.
-Ağlıyo mu?! Neden ay ağlasın ki?
-Çünkü yıldızlar yokmuş.
Bugün dünyanın en hüzünlü günbatımını küçük yıldızıyla beraber sırtıma kondurdum. Küçük
Prens’in dünyaya indiği ve ayrıldığı yeri. Herhangi bir yıldızı ve sırf bu
yüzden yıldızlara bakmayı sevmeyi. Yıldızlara bakıp gülümsemek önemli bir iş.
Küçük Prens gibi “Ah, evet, yıldızlar
beni hep güldürürler” demek önemli bir iş. Yıldızların konuştuğuna inanıyorum.
Benim için sürekli bir şeyler mırıldandıklarına. Sonra gökyüzüne uzun uzun
bakınca daha da uzakta olanları fark edince farkında oluyorum. Çünkü hala
yıldızlar “var.”
“Yıldızlar, başka
başka insanlara farklı şeyler ifade ederler. Bazıları için sadece gökyüzünde
titreyen ışıklardır. Yolcular içinse, bir rehberdirler. Bilim adamları için
fikir kaynağıdırlar. Şu benim iş adamı içinse zenginlik. Ama herkes için
sessizdirler. Sen hariç...”
sizi sevdiğimi biliyorsunuz değil mi?
YanıtlaSilöğrencilere okuyun dediğim bloglar listesinde oldugumu biliyorsunuz degil mi?
Silöğreniyorum.
Silonur duydum.
ve hep böyle anlatın küçük prensi, başkalarına değilse de en azından bana.
Laura'nın Yıldızı diye bir çizgi film var. Yiğit'in en sevdiği çizgi film. O sevdiyse bir bildiği vardır. Sen sevdiysen bir yanın hala masum demektir. İnandığın herneyse seni hep güldürsün.
YanıtlaSilhep diyeceğim diyemiyorum...yolunuz izmire düşerse bir kahve içsek, yiğite waffle söylesek, nebilim...güzel olur. süpermiş, küçük prens ve martı üzerine olan tezler ayrıca:) çok sevgi, çok teşekkür...
Silha unutmadan bunu okumalısın :)
YanıtlaSilhttp://www.afilifilintalar.com/marti-ve-kucuk-prens-uzerine-tezler