9 Haziran 2012 Cumartesi

Üzüntü ve Muz Kabuğu


Annem bana, Uzun Çoraplı Pippi kitabını alır. Gülümser sonra...”Sana benziyor diye...” der. “Sana benziyor diye...” O zaman vaktiyle yok etmek için canhıraş bir çaba sarf ettiğim  çillerimden nefret ederim, o zaman vaktiyle yok ettiğim saçımın orjinal renginden nefret ederim,bütün  yok olmuşlardan nefret ederim.  Var değil ama yok olmuşlardan .

Annem , Uzun Çoraplı Pippi’nin yalnızlığından, her şeyi yapabilecek bir çocuk olduğundan bahseder. “Sana benziyor diye” der, “Benim çocukluk kahramanım Pippi olduğundan”, “Sana aldım.” der. “Sana” kelimesinin üzerinde dururum sonra. Çocukluğumuzda bir paket sana koyarak yaptığımız mozaik pastalar gelir aklıma . Kırık mozaiklerle  ördüğümüz hayatımız gelir. Pastadan evler, Hansel ve Gretel gelir. Kötü kalpli babalar, üvey anneler gelir .  Tüm yaratamadığım kahramanlardan nefret ederim sonra. Pamuk Prenses’ten, Rapunzel’den, Sindirella’dan ideal kahtamanlardan nefret ederim. “Uzun çoraplı , pasaklı Pippi” derim , gülümserim. O anda bir  atı sırtımda taşıyabilir, bütün altınlarımı istediğim gibi harcayabilir, dünyanın en güzel kreplerini yapabilir, üstün güçlerimi kullanabilirim.

Annem, beni herkesten çok sever. Bana “İnsanın senin gibi bir kızı olamaz!” der. Çok bir şeye benzememekten , gibi edatı gibi olamamaktan nefret ederim sonra. Onun “tam” istediği insan olamamaktan, “tam” olamamaktan nefret ederim. Kusurlarımı bu kadar açığa çıkardığımdan nefret ederim. Vaktiyle anarşiye bulaşmış hallerimden, okula bırakma isteklerimden ,  okul sonrası hala okullarda sürünmemden, herkesle kavga etmemden, sadece kahve ve çikolata ile beslenmemten nefret ederim . Pippi olmamdan annemin de kimi zaman nefret ettiğini düşünürüm sonra. Bir soluk alır “Uyuyorum anneee, tamam” diye seslenirim. Bir süre uyutulmak isterim. Birileri beni ayakta uyutsun isterim.  Süte şeker değil; kahveyi boca ederim sonra; küçükken şekerli halleri de işe yaramadığı için söylenir annem.

Annem, beni sever. “Zenciler prensesi olacağım, hayat o zaman başlayacak!” derim. Hayatın benim için erken başladığından, benim de prenses olduğumdan bahseder sonra. Pamuk’a, Rapunzel’e , Sindirella’ya küfreder, hepsinin çok gerizekalı kızlar olduğunu düşünürüz. Pembeler, tüller, şatolar, hizmetliler yerine; atları, maymunları, uzun çorapları, macerayı sevdiğimiz için mutlu oluruz.

Annem vardır; üzüntü, muz kabuğudur.


Pippi, Astrid Lindgren'in yazdığı bir kasabanın ucunda tek başına  yaşayan anarşist ruhlu küçük bir kızın hikayesini anlatan roman. Pippi'nin babası bir denizci, annesi ise gökte bir melektir. Atı, maymunu, uzun çorapları ve kırmızı saçları vardır Pippi'nin. Canı her sıkıldığında "üzüntü ve muz kabuğu" diye sayıklar. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder