Yaşayamadığımız
hayatların hesabını sormalıyız Rıfkı. Henüz görmediğimiz şehirlerin,
başını okşayamadığımız kedilerin, fotoğraflayamadığımız suretlerin hesabını…
Çünkü biz bu şehirlerde çok acı çektik, çok trafiğe ve kendimize tıkandık, her
kedi gördüğümüzde başını okşadık, ve her fotoğraflanacak surette kendi yüzümüzü
aradık…
Her sabah yollara düşmenin hesabını sormalıyız Rıfkı.
Yollara düşmek, yolculuklara çıkmak lazım gelirken, üstelik Palandöken Dağları'nda karlar erimişken, otobüse dayadığımız başımızın yeni bir öfkeye
uyanmasının hesabını. .. Bütün gece fazla sigara, fazla alkol, fazla düşünce ,
fazla his tüketmiş başlarımız bir sabah bir başkaldırıya uyanmalı . Dünyanın
tüm kötülüklerine , tüm hüzünlerine tüküren bir başkaldırı. Tüm kedileri kucaklayan ve tüm fotoğraflarda
kendi acısını arayan bir başkaldırı. Hem
gerçek hem mecaz anlamıyla bir başkaldırı. Kuş vurmayan , kuş cinslerini tahmin
eden cinsten…
En çok da mutsuz kadınların hesabını sormalıyız Rıfkı.
Hemcinslerine her defasında hesap ödetmeyen kadınların hesabını. Hayatlarında her daim önümüzdeki ay nasıl
geçineceğini, ders notlarını, yapılması gerekenleri durmadan hesaplayan
kadınların hesabını. Not ortalaması
yüksek olan kadınların hesabını daha çok sormalıyız. Her defasında seksen beş
üstü not almayı şiar edinmiş, hayat karnesindense hep düşük not alan kadınların
hesabını bilhassa sorulmalı. Yıllardır yaptığı hesapları, banka hesaplarını,
tüm başarı belgelerini ve takdirnameleri yakıp küllerini savurarak bir hesap
sorulabilir. Bir hesap sorulacaksa zaten
ancak böyle hesap sorulabilir.
Neyse Rıfkı, ben kendimle bir hesaplaşayım.
Öptüm.