1.
6 ya da 7 yaşındaydım. O zamanlar nedendir bilinmez deniz
korkum hat safhadaydı. Aslında nedeni açıktı, o kadar küçük yaşta cumburlop
diye beni denize atan yazlıkçı bir sülalem vardı. Bu korkunun farkına varan
annem durmadı tabi. Beni hemen gidip bir havuza yazdırdı. Daha sonra kolumdan
tutup götürdüğü kurslardan sadece birisiydi. Çünkü korkularla yüzleşmek
gerekirdi.
Yüzme havuzu korkunç ve çocukların çok fena stillerde
yüzdüğü bir yerdi. O kadar karnım ağrır, o kadar strese girerdim ki her
defasında midem bulanırdı. Küçük yaştan beri ne zaman strese girsem midem hala
bulanır. O gün o yüzme havuzunda korkunç mide bulantısına dayanamayıp bir çocuk
kusuğu kadar havluya kustum. Sonra kimseye çaktırmadan en çocuk halimle havuzun
duşlarında onu yıkamaya çalıştım. Geçmedi. Anneme kustuğumu söyleyemezdim.
Çünkü her sınavdan her stres yaratan durumdan önce kusmam onu korkuturdu. Ama
annemin kuralları kesindi: Yalan söylenmez! Çünkü yalan söylenebilir bir şey
değildir.
Eve geldik. Vicdan azabıma dayanamayıp “Anne ben bugün
havuzda kustum.” Dedim.” Biliyorum Hande, havluda gördüm.” dedi. “Aferin.” dedi
sonra “iyi ki söyledin!”
Sonra işte havuz korkumu yenip tramplenden balıklama
atlayacak kadar olayı ilerlettim. Yalan söylememiştim ama…
2.
İlkokulun en inek çocuklarından biriydim. Bir gün öğretme, teneffüste ona gevrek almamı söyledi. “Ama kantinden
al Hande.” dedi. Dışarıya “öreeetmen
gönderdi.” demeden çıkamazdık çünkü. Kantinde de şansıma gevrek kalmamıştı.
Görevi yerine getirmem gerekiyordu. Kapıdaki nöbetçiye “Serpiil Öğretmeen
gönderdi. “dedim. Gevreği aldım. Derse girdik. O ders vicdan azabıyla karışık
uzadı da uzadı. Daha fazla dayanamadım.. Ders çıkışı öğretmen masasının yanına
ürkek adımlarla yanaşıp:
“Örtmenim dışarıya çıktım ben, kantinde gevrek kalmamıştı
çünkü.” dedim. “Önemli değil Hande,.”dedi.
“Bir daha olmasın ama keşke bana sorsaydın.” dedi bir de . İçim rahatladı. Bir
daha da olmadı.
3
O aşık olduğum insanla sonrasında 4 yıla yakın sevgili
olduk. İyiydi, güzeldi. Sonra ben sıkıldım. Ayrılık krizlerine girdim.
Defalarca ayrıldık. Bir gün bilgisayarımı onda bıraktım. Msn kayıtlarım
uluortaydı. Hiç görüşmediğim bir elemanla yazışıyorduk msn’de. Sonra o kayıtları
gördü. Ayrılmak için bahanemi hazır etmiştim.
Küçükparkta son çaylarımızı içtik. Ayrıldık. Ertesi gün Ales vardı. Ales
öncesi yine midem bulandı, yine kustum. Sınavdandır dedim, değildi.
5.
Bugün hiç
beklemediğim bir insanın hiç beklemediğim bir yalanına şahit oldum. Bütün kinimle
kırgınlığımla kusasım geldi. Sindiremiyordum. Annem böyle “Kus bir
rahatlarsın.” Der. Azıcık alkol aldığımda, biraz ağır bir yemek yediğimde hep
olan durumdur bu. Ama ben bu defa kimseye
hiçbir şey kusamadım. Sindirmem gerekiyordu.
Anne biraz dünyayı kusasım , biraz başka korkularımla
yüzleşesim var.
Anne dünyayı hazmediyorum.
Ps: Yazıyı okuduktan sonra akşam salata yemeye gidelim!