Anne bak, blog yazdım!
"çünkü söz uçar, büyülüdür "
9 Ekim 2021 Cumartesi
Rıfkı'dan Handeye
12 Eylül 2020 Cumartesi
Değerli Şeyler
Bu hayatta değerli şeyler var Rıfkı. Altın, gümüş, elmastan bahsetmiyorum. Son model evlerden ve arabalardan da bahsediyorum. Gerçi bazen tek derdim onlar olsaydı diyorum ama bu başka bir yazının konusu.
Bu hayatta değerli şeyler var. Özel insanlar, ruha inşirah suresi gibi iyi gelen , bir akşamüstü serinliğinde ferahlamanı sağlayan, denize girip sırt üstü uzandığında güneş içine işleyip kendini kuş gibi hafif hissederken duyumsadıklarına benzeyen şeyler var. Bu blog bir gün kitap olacak eminim diyen, kimse okumasa da onların okuduğunu bildiğim yazıya , hassaslıklara, kalemlere, kitaplara, büyük fikirlere değer veren yürekleri yaşlarından çok büyük insanlar var.
Herkes kapkarayken, sen ışığı hiç bilmeyen birilerine renkleri öğretmeyi çalışırken , ruhları doğuştan derin Mavi olan insanlar var. Güzelliklerin ve inceliklerin farkında olduklarından acıyı çok erken öğrenmiş çocuklar var.
Bu hayatta değerli şeyler var Rıfkı. Yanlış verilen değerler de var. Değer mekanizması karman çorman olmuş bir dünyada bazı değerli şeyler çevremde olduğu için çok şanslıyım.
16 Ağustos 2020 Pazar
Travmaları sağaltmak
Eğer yazarsam Rıfkı travmayı sağaltacakmışım. Düşünceler içimden çıkacak gidecek kendimi kuş gibi hafifletecekmişim.
Her şey geçecekmiş ondan sonra , öyle dediler.
Travmanın nerde başladığını nerde bittiğini bilmiyorum ama ayrıldım ben Rıfkı. Orada bir şeyler gitti . Ne oldu bilmiyorum ama gitti . Senelerin emeği , yaptığım kaselerce çorba , emek emek düzdüklerim, uykusuz gecelerim , kahkahalarım eğlencelerim, girdiğim denizler çıkmadığım denizler gitti. İçimden bir gemi kalktı adını bilmediğim ıssız limanlara , sonrasını hatırlamıyorum .
İnsan ayrılınca yasa girmesi gerekiyormuş , sağlıklı yas yaşaması, ben kuş gibi hafiflemiştim halbuki ... güzel şeyler olmuştu hayatımda ama ağrılar eklenmişti anlam veremediğim , sonrasını anımsamıyorum . Uykusuz geceler , anlamsızlıklar , bilmediğim şeyler ...
Beni önce babam mı terk etti başkası mı terk etti ya da benim kaderim terk edilmek mi bilmiyorum. Ben aslında o evlerden hep gitmek istemiştim sonra da gidince iyi olur demiştim ama iyi mi oldu ne oldu bilemiyorum Rıfkı .
30 Temmuz 2020 Perşembe
3 Nisan 2020 Cuma
Seviler ve Diğer Rıfkılar üzerine bir serzeniş
Bir sevgi için yaptığım tek şey diğer Rıfkıların suretlerinde seni aramak...
Hiçbir Rıfkı sende bulduğum huzuru vermiyor ama. Huzur önemli Rıfkı. Bir parça huzur için dervişler kendilerini yollara vurdu. Yesevi, 63'te yere girdi, huzurlu bir istirahat için. Meryem, senelerce küçücük bir kilisede kıvrıldı. Başka bir yerde , yedi gencin, yedisi birden huzur için 300 sene uyudu. Tanpınar, bir parça huzur için o en ağır romanını yazdı. Ben bir sevgiyi istedim, gerçekten çok mu Rıfkı?
Bazı zamanlar birkaç Rıfkı'nun beni hep anladığını, bir tek onların anladığını ve gerçekten sevdiğini düşünmüştüm. Değilmiş Rıfkı. Sadece bir suret arıyorlarmış, zihinlerindeki hayale uygun. Kimsenin hakikati olamamışım . Anlayınca severler demişim. Anladığını seversin çünkü Rıfkı. Birini gerçekten anladığın anda o insana dönüşüverirsin belki de. Derviş olsam bir başka yerde başka şeylere dönüşürdüm. Cin taifesinden olsam ağaca, insana, hayvana... Anlayan dönüşmeye muktedirdir Rıfkı, bunu çok iyi anlıyorum. Kimse beni anlamıyor, diye ergence serzenişler değil bunlar. Bir tek sana diyebildiğim cümlelerim.
Ben anlatmasam da beni anlıyorsun, dilenmesem de beni seviyorsun biliyorum.
di mi Rıfkı?
(3 Mart 2020, Dünya Corona vakasıyla çalkalanıyor, ve şanslı bir insan olarak evdeyim. Bu süreç içinde bir şeye dönüşmem gerekecek. Ve bu tarihlerden sonra artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını biliyorum. )
4 Aralık 2019 Çarşamba
Hayatındaki o koşulsuz sevgiyi babandan başkası veremiyormuş Rıfkı. Hangi erkekte ararsan ara , ister kendini yollara vur , ister Kaf dağının ardına var , istersen bütün aynaları kır , bütün sırlara eriş, bütün ellerin kan içinde kalsın kimse beni gerçekten sevmeyecekmiş. Hep koşullu olacakmış bütün seviler. Günün birinde çıkarları ters düşecek, günün birinde yorulacaklar , günün birinde gitmek için tetikte olacaklarmış.
“Neden bana aşk şarkısı yazan çıkmaz?” şarkısını duyup bir koltuk dibinde saatlerce ağlayacakmışım en çirkin şekilde aldatılıp. Bir evi yakacakmışım, üstelik her köşesinde her odasında ayrı ayrı ağladığım bi evi. Evlerden nefret edecekmişim yine sonra. Aklıma annemin evi terk ettiği gün , anneannemin evine dizdiği oyuncak bebeklerim gelecekmiş. Sonra da bütün oyuncakları toplayıp annemin saatlerce dırdırına maruz kalacakmışım. Şimdi bu hikaye aklıma gelince on iki yaşında gösterdiğim bu tepkiye hayran oldum ama bu başka bi yazının konusu Rıfkı.
Koşulsuz sevilmenin, üstelik yaralarını bilen birinin seni koşulsuz sevmesinin imkanı var mı Rıfkı? İnsan, sevgi ile yaşarsa ve adamım Tolstoy durmadan defaatle bunu tekrar ediyorsa , insanlar neden onun için çaba göstermez Rıfkı? Biz bir duru sözle gönül alana bir kuru dalla Çiçekle gelene gitti giden insanlarız Rıfkı, biliyoruz birbirimizi. Sevmek demişken , seni gerçekten koşulsuzca ve çok seviyorum Rıfkı; sevgiyi sık sık söylemek gerekir, unutulmasın.
Bir de böyle seven adamlar var bak mesela , bana yaşama enerjisi veriyor :
https://youtu.be/thEIKjKwCe4
Bana gelince , bana ne aşk şarkısı yazan ne de armağan eden var Rıfkı . İçimdeki şarkılar da hep bitti .