6 Nisan 2012 Cuma

bağcıklı yazı

Yazdığım her cümle eksik kalıyor bazen bayım. yaptığım her işin yarım yamalak, ruh halimin sersem sepelek olması gibi. Sepelek kelimesini ayrıca severim, çağrışımları pek güzeldir . Sulusepken karı, domatesin üzerine sepelenmiş kekiği , insana yaşama nedeni bulacak şeyleri anımsatır. Yaşam dediğimiz başlı başına bir hüsn-i ta'lil zaten bayım. Yo yo, edebiyatçı gibi konuşmuyorum. Hani lise sıralarında, her şeyi iyi güzel bir şeye bağlarlar ya şairler, hani şair de şey der ya "Güzel şeyler düşünelim diye, yemyeşil oluvermiş ağaçlar..." O hüsn-i ta'lil işte ,benim en çok yaptığım.


Beni anlamanızı da beklemiyorum bayım. Ama benim belime kadar kırmızı saçlarım var. Beline kadar kırmızı saçları olan biri, çok tehlikeli olabilir. Her şeye yetebileceğini sanabilir , red sonja kesilebilir. Acı eşiğini bir kere aştığı için, hiçbir halttan korkmayabilir. Uzun uzun zırvalayabilir sonra. Hayatını uyumamak üzerine kurabilir. Bu uyanıklığını gündüzleri göstermediğinden ayakta uyutulabilir. Siz her gece bu kadar erken nasıl uyuyorsunuz bayım, yok yanlış anlamayın. İnsan yatağa girince bütün karmaşık fikirler çullanır ya üzerine,yani benim hep öyle olur. Beyaz çarşafların yumuşatıcı kokusuna inat, kapkara kokusu kötü düşünceler gelir. Koku hafızası diyorum, hani elli yıl süren en güçlü hafıza. Kokunuz da olmasa, sizi hiç tanıyamazdım.  Çocukluğum gibi kokuyorsunuz, size o kadar düşkünlüğümün nedeni belki budur. Belki beni sıkboğaz etmemenizdir. Sıklıkla boğazıma kelimeler düğümlemenenizdir. Belki başka şeylerdir, mantığım şu sıralar pek alengirli.


Bayım diyorum, bazen güzel sonlara bağlayamıyorum.


Ben sizi şu sıralar hiçbir yere bağlayamıyorum.


Bağlanmayacaksın, diyen şiirlere karşın, ben düğümler için yaşıyorum.


B-ağlayamadım...

1 yorum:

  1. Oysa baş yastıkla buluştuğunda uykunun kollarında salınmak ne kıymetlidir..

    YanıtlaSil